Binlerce yıllık DNA’nın sırrı çözüldü

15.07.2025
A+
A-

Yeni yapılan bir antik DNA çalışması, insan-hayvan etkileşimlerinin tarih boyunca sağlık yapımızı nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor. Araştırma, bulaşıcı hastalıkların 6 bin 500 yıl önce tarımla birlikte yayıldığını ve bu etkilerin hala günümüzde hissedildiğini ortaya koyuyor.

Binlerce yıllık DNA’nın sırrı çözüldü

Yeni bir çalışma, bulaşıcı hastalıkların bin yıllar boyunca izini sürüyor ve insan-hayvan etkileşimlerinin sağlık yapımızı nasıl kalıcı olarak dönüştürdüğüne dair yeni anlamlar sunuyor.

Kapsamlı bir antik DNA çalışması, ölümcül hastalıkların 6 bin 500 yıl önce tarımın ortaya çıkmasıyla birlikte yayılmaya başladığını ve hâlâ sonuçlarıyla yaşadığımızı ortaya koyuyor.

Kopenhag Üniversitesi ve Cambridge Üniversitesi’nde profesör olan Eske Willerslev liderliğindeki bir araştırma ekibi, Avrasya’daki tarih öncesi insanlara ait 214 bilinen insan patojeninden antik DNA elde etti.

Çalışma, diğer şeylerin yanı sıra, hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar (örneğin son zamanlarda Covic-19 gibi) olan zoonotik hastalıkların bilinen en eski kanıtının yaklaşık 6 bin 500 yıl öncesine dayandığını ve bu tür hastalıkların yaklaşık 5 bin yıl önce yaygınlaştığını gösteriyor. Bulaşıcı hastalıkların tarihine dair bugüne kadar yapılmış en büyük çalışma olan araştırma, Nature adlı bilim dergisinde yayımlandı.

Araştırmacılar, bazıları 37 bin yaşına kadar uzanan 1.300’den fazla tarih öncesi bireyin DNA’sını analiz etti. Antik kemikler ve dişler, bakteri, virüs ve parazitlerin neden olduğu hastalıkların gelişimine dair benzersiz bir bakış açısı sağladı.

DÜNYADAKİ EN ESKİ VEBA İZİ

Sonuçlar, insanların evcil hayvanlarla yakın bir şekilde birlikte yaşamasının ve Pontus Bozkırı’ndan göç eden çobanların büyük ölçekli göçlerinin bu hastalıkların yayılmasında belirleyici bir rol oynadığını gösteriyor.

Profesör Eske Willerslev, “Çiftçiliğe ve hayvancılığa geçişin yeni bir hastalık çağının kapısını açtığından uzun zamandır şüpheleniyorduk. Şimdi DNA bize bunun en az 6 bin 500 yıl önce gerçekleştiğini gösteriyor. Bu enfeksiyonlar sadece hastalığa neden olmakla kalmadı; aynı zamanda nüfus çöküşüne, göçe ve genetik adaptasyona da katkıda bulunmuş olabilir” dedi.

Bu araştırmada, araştırmacılar 214 patojen buldu. Dikkat çekici bir bulgu ise 5 bin 500 yıllık bir örnekte tespit edilen veba bakterisi Yersinia pestis’in dünyadaki en eski genetik izinin bulunması. Vebanın, Ortaçağ boyunca Avrupa nüfusunun dörtte biri ila yarısını öldürdüğü tahmin ediliyor.

GELECEKTEKİ AŞILAR İÇİN ÖNEMLİ

Bulgular, aşıların geliştirilmesi ve hastalıkların zaman içinde nasıl ortaya çıkıp mutasyona uğradığının anlaşılması açısından önemli olabilir.

Çalışmanın başyazarı Doçent Martin Sikora konu üzerine “Geçmişte neler yaşandığını anlamamız, yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların çoğunun hayvanlardan kaynaklanmasının öngörüldüğü geleceğe hazırlanmamıza yardımcı olabilir” ifadelerini kullandıve ardından şöyle konuştu:

“Geçmişte başarılı olan mutasyonların tekrar ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Bu bilgi, gelecekteki aşılar için önemlidir, çünkü mevcut aşıların yeterli koruma sağlayıp sağlamadığını veya mutasyonlar nedeniyle yeni aşıların geliştirilmesi gerekip gerekmediğini test etmemize olanak sağlar.”

Çeviren: Kaan Soyuer

Kaynak: sciencedaily

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.