Gençlerde abur cubur bağımlılığını bitiren ‘süper formül’
Bilim dünyası, genç yetişkinlerde görülen fast food ve şekerli gıda krizlerini dizginleyecek doğal bir yöntem keşfetti. Yapılan klinik deneyler, günlük beslenme rutinine eklenen belirli bir kuruyemiş miktarının beyindeki ödül merkezini regüle ettiğini kanıtladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yürütülen ve sonuçları prestijli American Journal of Clinical Nutrition dergisinde yayımlanan kapsamlı bir çalışma, beslenme alışkanlıklarını kökten değiştirecek bulgular sundu.
Araştırmacılar, özellikle “kardiyometabolik risk” grubunda bulunan genç yetişkinleri mercek altına aldı.
Deney süresince, işlenmiş karbonhidrat içeren atıştırmalıklar yerine günlük düzenli olarak badem tüketen katılımcıların, günün geri kalanında yüksek kalorili ve düşük besin değerli gıdalara olan ilgisinin %25 oranında azaldığı gözlemlendi.
Çalışmanın verileri, bu doğal değişimin sadece tokluk hissiyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda kan şekerindeki ani dalgalanmaları önleyerek “sahte açlık” krizlerini bertaraf ettiğini ortaya koydu.
YABANCI UZMANLAR NE DEDİ?
Konuyla ilgili görüşlerine başvurulan King’s College London Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Prof. Dr. Kevin Whelan, bu değişimin biyolojik altyapısına dikkat çekti.
Whelan, bademin lif ve doymamış yağ asidi kompozisyonunun, bağırsak hormonlarını etkileyerek beyne giden açlık sinyallerini modüle ettiğini ifade etti.
Harvard T.H. Chan Kamu Sağlığı Okulu’ndan epidemiyoloji uzmanı Dr. Marta Guasch-Ferre ise, “Bu araştırma, sadece kilo kontrolü için değil, uzun vadeli kalp damar sağlığı için de devrim niteliğinde. Gençlerin işlenmiş şekerden uzaklaşması için irade gücünden ziyade, biyokimyasal destek sağlayan bu tür besin değişimlerine ihtiyaçları var” değerlendirmesinde bulundu.
KARDİYOMETABOLİK RİSKLERE KARŞI KALKAN
Araştırmanın sonuç bölümünde, düzenli badem tüketiminin insülin direncini dengelediği ve kötü kolesterol (LDL) seviyelerinde kayda değer düşüşler sağladığı belirtildi.
Uzmanlar, genç yaşlarda başlayan bu tür küçük beslenme müdahalelerinin, ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilecek tip 2 diyabet ve obezite vakalarını minimize edebileceğini vurguladı.