Dünya’nın yeni bir ‘yarı-uydusu’ var ve tek de değil
Son yıllardaki teleskop ve bilgi işlem gelişmeleri, Jüpiter, Venüs, Satürn, Neptün ve Plüton çevresinde nadir görülen yarı-uyduların tespit edilmesini sağladı; uzmanlar, güneş sisteminin hâlâ aktif ve dinamik olduğunu vurguluyor.
Gökbilimciler Dünya’nın yeni bir “yoldaş” kazandığını ortaya çıkardı; 2083 yılına kadar yörüngede olacak ek bir ‘Ay’.
Ancak Güneş’in etrafında dolanan gezegenimizin çevresindeki tek gök cismi bu değil.
2025 PN7 adlı küçük asteroit onlarca yıldır Dünya ile neredeyse senkronize bir şekilde hareket ediyor.
Galler’deki Fifth Star Labs’dan Dr. Jenifer Millard, “Yarı-Aylar ilginç çünkü Ay’ın Dünya’nın yörüngesinde dönmesi gibi gezegenlerin yörüngesinde dönmezler, sadece yakınımızdadırlar” diyor.
Göktaşı yaklaşık 20 metre uzunluğunda.
Dr. Millard BBC’ye yaptığı açıklamada “Çok büyük değil – küçük bir ofis binası gibi. Şu anki yörüngesine göre hesapladığımızda 60 yıldır var olduğunu ve bir 60 yılı daha olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Bu yarı-ay Hawaii’deki Pan-STARRS gözlemevi tarafından keşfedildi.
Gözlemevi, asteroitler ve kuyruklu yıldızlar gibi Dünya’ya Yakın Nesneleri (NEO) bulmak için kullanılan teleskoplara ev sahipliği yapıyor.
Dünya’nın şu anda tanımlanmış toplam sekiz yarı uydusu, bilinmeyen sayıda mini uydusu ve potansiyel olarak iki hayalet uydusu var.
Ancak bunların hiçbiri gezegenimizin tek gerçek uydusu Ay’a rakip olamaz.
YARI-AYLAR
Dünya’dan baktığımız açıdan, Ay gibi gezegenimizin yörüngesinde dönüyor gibi göründükleri yarı uydulara bu isim veriliyor.
Ancak daha yakından bakıldığında, bunların aslında Dünya ile birlikte Güneş’in etrafında dönen asteroitler olduğu ortaya çıkıyor.
Dr. Millard şöyle açıklıyor;
“Güneş’in yörüngesinde dolanırken, uzayda Dünya’ya çok benzer bir güzergahta hareket ediyorlar. Bize çok yakın durdukları için yörüngemizde dönüyor gibi görünüyorlar. Bazen önümüzden bazen arkamızdan gidiyorlar ama aslında yerçekimsel olarak bağlı değiller ve aradaki fark da bu.”
Ancak bu asteroitler yörüngelerini takip ederken, Dünya’nın kendisine doğru çeken yerçekiminden de biraz etkilenirler.
Dünya’nın bilinen tüm yarı-ayları geçici. Yörüngeleri sadece onlarca yıl, ya da bir yüzyıldan fazla sürebilir.
MİNİ AYLAR
Buna karşılık bir mini ay, gerçekten bir gezegenin yörüngesinde dönen bir nesne.
Dünya’nın mini ayları, gezegenimizin yerçekimince geçici olarak yakalanan küçük göktaşları. Bunlar güneş sisteminin oluşumundan kalan asteroitler veya belki de uzaydaki diğer enkazlar. Bunların yörüngece kalma süresi genellikle bir yılda kısa oluyor.
Çok küçükler ve tespit edilmeleri de zor. Şimdiye dek dört kez tespit edildi ve şu ana hiçbiri Dünya’nın yörüngesinde değil.
Son mini ay Ağustos 2024’te gözlemlenmişti.
2024 PT5 olarak bilinen asteroit yaklaşık 10 metre uzunluğunda ve Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesine benzer bir yol izleyen bir grup gök taşı olan Arjuna asteroit kuşağından geldiği düşünülüyor.Hayalet Aylar
Hayalet aylar, adından da anlaşılabileceği gibi üç tür arasında en gizemli olanı.
Dünya’nın yörüngesini paylaşan, Güneş’in etrafında dönerken Dünya’nın önünde veya arkasında kalan toz bulutları oldukları düşünülüyor. Ancak gerçekte var olup olmadıkları konusunda hâlâ yaygın bir bilimsel görüş birliği yok.
Fakat Dr. Millard bu kavramı inandırıcı buluyor.
“Uzayda çok fazla toz var” diyor.
“Gezegenler arası toz parçacıkları var. Bu nedenle Dünya’nın yörüngesi etrafındaki güçlü yerçekim alanları tarafından yakalanan bir miktar toz olması beni şaşırtmaz.”
YARI-AYLAR YA DA MİNİ AYLAR TEHLİKELİ Mİ?
Bilimsel açıdan yakın olmalarına rağmen, bu cisimler hiçbir zaman tehlike oluşturacak kadar yaklaşmıyor.
En yakın oldukları anda bile Ay’dan birkaç kat daha uzakta kalıyorlar.
Uzay ölçülerinde yakı bir mesafe olsa da aslında endişelenecek bir şey yok.
Dr. Millard “Karanlığın içinden çığlık atarak gelmiyorlar” diyor.
“Bize yaklaşıyor olsalardı, bu çok yavaş olurdu, geldiğini görürdük ve bununla başa çıkmak için bolca zamanımız olurdu.”
HANGİ DİĞER GEZEGENLERİN YARI-UYDULARI VAR?
Teleskoplar ancak son yıllarda bu soluk, bulunması zor asteroitleri tespit edebilecek kadar hassas hale geldi.
Bu ilerlemelerin yanı sıra, bilgi işlem alanındaki gelişmeler de hareketlerinin modellenmesini ve bu gizemli nesnelerin aslında yarı uydular olduğunun doğrulanmasını mümkün kıldı.
Dr. Millard, “Bulunmaları çok zor olduğu için çok nadir görülüyorlar, bu yüzden olağandışı bir olay değil, ancak tespit edilmeleri çok zor” diyor.
Yarı-aylar şimdiye kadar Jüpiter, Venüs, Satürn, Neptün ve Plüton etrafında gözlemlendi.
Dr. Millard, “Diğer gezegenlerde [veya cisimlerde] olmadından değil. Sadece biz onları bulamadık çünkü Dünya yakınlarında tespit edilmeleri zorsa, güneş sisteminin başka yerlerinde bulmanın ne kadar zor olduğunu hayal edebilirsiniz” diyor.
“Güneş sistemi hâlâ çok aktif ve dinamik bir yer” diye ekliyor.
“Ölü ya da durağan değil, her şey sürekli hareket halinde.”