Kadınlarda depresyona yakalanma riski genetik olarak daha yüksek

08.10.2025
A+
A-

Yeni yapılan bir araştırmaya göre kadınların kansere genetik olarak yakalanma oranı erkeklere göre daha fazla.

Kadınlarda depresyona yakalanma riski genetik olarak daha yüksek

Avustralyalı araştırmacıların yaptığı çalışmaya göre kadınlarda depresyonla bağlantılı 16 genetik varyant bulundu. Öte yandan erkeklerde yalnızca sekiz varyanta tekabül ediyordu.

Nature Communications’da yeni yayınlanan ve majör depresyondaki cinsiyet farklılıkları üzerine bugüne kadar yapılmış en büyük genetik çalışma olduğu iddia edilen araştırma, kadınlarda depresyonla bağlantılı 16 genetik varyantı tespit ederken erkeklerde ise sekiz genetik varyant olduğunu ortaya çıkarttı.

Avustralya’daki QIMR Berghofer Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nün öncülüğünde yapılan araştırma, depresyonla ilişkili varyantların büyük bir kısmının cinsiyetler arasında paylaşıldığını, ancak kadınlarda “kadınlara özgü varyantlardan kaynaklanabilecek daha yüksek bir genetik risk yükü” olduğunu gösterdi.

QIMR Berghofer’in genetik epidemiyoloji laboratuvarında kıdemli araştırmacı olan Dr. Brittany Mitchell, kadınların hayatları boyunca depresyona yakalanma olasılığının erkeklere göre iki kat daha fazla olduğunu zaten bildiklerini belirtti.

Mitchell ekledi:

Ayrıca depresyonun kişiden kişiye göre çok farklı göründüğünü de biliyoruz. Şimdiye kadar, depresyonun kadınları ve erkekleri neden farklı etkilediğini açıklayan, genetiğin olası rolü de dahil olmak üzere tutarlı bir araştırma yapılmamıştı.

Çalışmada, erkeklerin yardım arama olasılığının daha düşük olması ve bu nedenle yetersiz tanı konulmasının yanı sıra kadınların cinsel istismara ve kişilerarası şiddete daha sık maruz kalması gibi çevresel etkenler de dahil olmak üzere etkenlerin değerlendirildiği aktarıldı.

Bu faktörlerin bir araya gelerek depresyonun altında yatan mekanizmaları anlamak için çok yönlü bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğu belirtilirken, “bu farklılıkların altında yatan biyolojik mekanizmaların temel bileşeninin genetik farklılıklar olabileceği” öne sürüldü.

Araştırmacılar, Avustralya, Hollanda, ABD ve Birleşik Krallık’tan iki olmak üzere beş uluslararası istatistiğin DNA’sını analiz etti. Son örneklem büyüklüğü, majör depresyonu olan 130 bin 471 kadın ve 64 bin 805 erkek ile tanısı olmayan 159 bin 521 kadın ve 132 bin 185 erkekten oluşuyordu.

Kadınlarda depresyon ile metabolik özellikler (vücut kitle indeksi ve metabolik sendrom gibi) arasında aynı özelliklere sahip erkeklere kıyasla daha güçlü genetik korelasyonlar buldular. Araştırmanın başındaki Dr. Jodi Thomas, bu genetik farklılıkların “depresyon yaşayan kadınların neden daha sık kilo değişimi veya enerji seviyelerinde değişiklik gibi metabolik semptomlar yaşadığını açıklayabileceğini” söyledi.

Çalışmada depresyon yaşayan kadınların sayısının erkeklerin yaklaşık iki katı kadar olduğu bulundu ve bulgularının örneklem büyüklüklerindeki farklılıktan kaynaklanmadığından emin olmak için ek analizler yapıldı. Analizlerinin yalnızca Avrupalılarla sınırlı olduğunu ve bu nedenle bulguların diğer insan topluluklarında değişkenlik gösterebileceği belirtildi.

Çalışmaya dahil olmayan New South Wales Üniversitesi Klinik Tıp Fakültesi’nden Prof. Philip Mitchell, “Dünya genelinde depresyonun kadınlarda erkeklerden daha yaygın olduğu yönündeki bulguların nedenlerine ilişkin uzun süredir devam eden tartışmalar var. Çoğu çalışma, kadınlarda depresyon riskinin erkeklere kıyasla 2 ila 3 kat fazla olduğunu bildiriyor.” diyerek ekledi:

Küresel bir çalışma kapsamındaki bu çok ilginç yeni genetik çalışma, depresyon oranlarındaki bu farklılıkların aslında genetik faktörlerden kaynaklanabileceğine dair güçlü kanıtlar sunuyor. Kadınlarda genomda erkeklere kıyasla daha fazla depresyon riski bölgesi olduğu ve erkeklerle kadınlar arasında bu bölgelerde çok az örtüşme olduğu istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde ortaya çıktı. Erkekler ve kadınlar arasındaki depresyon oranlarındaki farklılıkların büyük ölçüde biyolojik faktörlerden kaynaklanabileceğine dair kanıtları güçlendirmesinin yanı sıra, bu genetik bölgelerin kodladığı biyolojik sistemler daha iyi anlaşıldıkça, kadınlarda ve erkeklerde depresyon için farklı farmakolojik tedavilerin gelecekte mümkün olabilecek.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.