Bu ekmek zayıflamayı kolaylaştırıyor
Kilo vermek isteyenler için çavdar ekmeği, zengin lif içeriğiyle tokluk hissi sağlar. Sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü için çavdar ekmeğinin faydalarını keşfedin. Beslenme planınıza dahil ederek sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyin.
Kilo vermek ve ideal kilonuza ulaşmak için dengeli bir diyet ve düzenli egzersiz programı uygulamanız büyük önem taşıyor. Kilo vermek isteyen birçok kişi, ekmek tüketimini tamamen bırakma eğiliminde. Ancak uzmanlar, kilo verme sürecinde ekmeğin ölçülü bir şekilde tüketilebileceğini vurguluyor.
İspanya’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, İspanyol halkının yılda ortalama 27,35 kilo ekmek tükettiği tespit edilmiştir. İspanyol Beslenme Vakfı, çeşitli ekmek türlerinin sağlık açısından sunduğu faydalara dikkat çekiyor. Özellikle çavdar ekmeği, sağlık yararları ile öne çıkıyor. Çavdar ekmeği, düşük yağ içeriği (100 gramda sadece 3,3 gram) ile kilo vermek veya kalori alımını azaltmak isteyenler için faydalı bir seçenek sunuyor. Bunun yanı sıra, lif içeriği sayesinde daha uzun süre tok hissetmemize yardımcı oluyor ve sindirim sistemini iyileştiriyor. Çavdar ekmeği, LDL kolesterol olarak bilinen ‘kötü’ kolesterolü azaltarak atardamarları temiz tutmaya yardımcı oluyor ve böylece kardiyovasküler sorunların önlenmesine katkı sağlıyor.
Çavdar ekmeği, kemikleri ve dişleri güçlendiren fosfor açısından zengindir. Ayrıca, demir, kalsiyum, selenyum ve sodyum gibi mineraller ile sağlıklı yağ asitleri içerir. Bu özellikler, bağışıklık sistemini güçlendirir ve metabolizmayı iyileştirir; bu durum, vejetaryen veya vegan diyetler için de oldukça faydalıdır.
İspanyol Sindirim Sistemi Vakfı’na göre, çavdar ekşi mayası bağırsaktaki mikropların kan şekeri seviyelerini düzenlemesine yardımcı olurken, diğer sağlık yararlarını da beraberinde getirir. Çavdar ekmeği tüketildiğinde, kan şekeri seviyelerinin daha yavaş düştüğü gözlemlenmiştir; bu durum, sağlığımız açısından oldukça olumlu bir etki yaratır.
Doğu Finlandiya Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, yüksek lif ve besin içeriği sayesinde tam çavdarın, normal ekmek çeşitlerine göre daha sağlıklı olduğunu göstermiştir. Çavdar ekmeği yapımında kullanılan çavdar ekşi mayası, laktik asit bakterileri bakımından zengindir. Bu bakteriler, yalnızca hamuru fermente etmekle kalmaz, aynı zamanda çavdarın biyoaktif bileşenlerini değiştirir. Dallı zincirli amino asitler ve insülin metabolizmasını etkileyebilen küçük peptitler üretirler. Ayrıca, çavdardan elde edilen birçok bileşik, emilmeden önce bağırsak bakterileri tarafından işlenerek sağlık etkilerini artırmaktadır.
Metabolomics dergisinde yayımlanan bir araştırmada, hem ekşi mayanın hem de bağırsak mikroplarının benzer faydalı bileşenler ürettiği, bağırsak mikroplarının çavdarda bulunan trimetilglisin (betain) türevlerini de ürettiği gözlemlenmiştir. Dikkate değer bulgulardan biri, çavdar tüketiminin kan şekeri seviyelerinde daha yavaş bir düşüşe yol açması ve bu durumun sağlık yararları sağlamasıdır. Ancak bu mekanizmanın tam olarak ne olduğu henüz bilinmemektedir. Çalışma, çavdarın biyoaktif bileşenlerinin veya fitokimyasallarının antioksidan görevini vurgulamaktadır. Bağırsak mikropları, bu bileşikleri daha emilebilir formlara dönüştürerek sağlık yararlarını artırmakta ve vücut üzerindeki olumlu etkilerini maksimum seviyeye çıkarmaktadır.
Beslenme bilimci Profesör Tim Spector, “Ekmek ambalajlarındaki ‘yüksek lifli’ gibi sağlık ifadelerine aldanmayın; bu iddianın eşiği yalnızca 6g/100g civarındadır ve oldukça düşüktür. Bunun yerine, 5:1’den düşük bir karbonhidrat-lif oranına (C:F) dikkat edin. Mümkün olduğunca çok tohum içeren çavdar veya kavuzlu unla yapılan ekşi mayalı ekmekleri tercih ediyorum” şeklinde ifade etmiştir. Araştırmalar, tam buğday ekmeğine kıyasla çavdarın daha iyi metabolik ve mikrobiyom tepkileri ürettiğini ve kişileri daha uzun süre tok tuttuğunu göstermektedir.
Ekşi maya seçiminin, ekmeğin sindirilebilirliğini artırabileceği de belirtilmektedir; bir çalışma, ekşi maya ekmeğinin IBS (İrritabl Bağırsak Sendromu) olan bireylerde mekanik olarak üretilen ekmeğe göre önemli ölçüde daha az semptoma neden olduğunu ortaya koymuştur.