Uzay terminolojisinde bilinmesi gereken 48 kelime
Uzay alanındaki gelişmeler, teknolojik yenilikler ve bilgiye erişimle birlikte birçok uzay terimi, günlük hayatın bir parçası haline geldi.
İlk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın uzaya gönderilmesiyle Türkiye’nin “ilk insanlı uzay misyonu” hayata geçirilirken uzay kavramları da son günlerde sosyal medya ve kamuoyunda en çok kullanılan kelimeler olmaya başladı.
Uzay, tarihin ilk dönemlerinden bu yana ilgi konusu olup bu sahaya özgü yüzlerce terim bulunmasına karşın bu alanda “uzay, evren, gezegen, yıldız, uydu ve astronot” gibi sıklıkla kullanılan 48 kelime öne çıkıyor.
UZAYI DAHA İYİ ANLAMAK ADINA BİLİNMESİ GEREKEN KELİMELER
Bu terimlerden en yaygın olanı “uzay” bütün gök varlıklarının ve cisimlerin içerisinde bulunduğu sınırsız ve sonsuz boşluğu tanımlıyor. Bütün gökcisimlerinin içinde yer aldığı, sınırsız ya da sınırları ancak insanın düşünme gücü ile çizilebilen gökbilimsel varlık ise “evren” olarak nitelendiriliyor.
Uzay terimleri arasında sıklıkla kullanılan kavramlardan bazıları, İngilizce karşılıkları ve anlamları şöyle:
– Uzay (Space): Bütün gök varlıklarının ve cisimlerinin içerisinde bulunduğu sınırsız ve sonsuz boşluk.
– Evren (Universe): Bütün gökcisimlerinin içinde yer aldığı, sınırsız ya da sınırları ancak insanın düşünme gücü ile çizilebilen gökbilimsel varlık.
– Gezegen (Planet): Bağlı olduğu dizgenin merkezindeki yıldız çevresinde elips biçiminde bir yörüngeyle dolaşan gök cismi.
– Yıldız (Star): Etrafına yaydığı enerjiyi merkez bölgelerindeki nükleer kaynaşma tepkimeleriyle sağlayan, büyük oranda hidrostatik ve ısısal dengede bulunan gök cismi.
– Gök ada (Galaxy): Kütleçekim kuvvetleri ile bir arada bulunan milyarlarca yıldız, yıldızlararası gaz ve toz ile karanlık maddeden oluşan sistem.
– Astronot (Astronaut): İnsanlı uzay araçlarında, uzay aracının kontrolünde yetkili olan ekip elemanı.
– Güneş sistemi (Solar system): Güneş ve çekim gücü ile ona bağlı olarak çevresinde dolanan gezegenlerin tümü.
– Kara delik (Black hole): Büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasıyla ölmesi sonucunda oluşan, bilinen en sıkışık (kompakt) gök cismi.
– Kuyruklu yıldız (Comet): Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş sistemi cisimleri.
– Asteroit (Asteroid): Büyük çoğunluğu Mars ile Jüpiter yörüngeleri arasında bulunan, Güneş etrafında dolanan gezegenlere göre çok daha küçük olan gökcisimlerinden her biri.
– Göktaşı (Meteor): Hava küreye girdikten sonra parçalanarak gaza dönüşen akan yıldızların, çok az da olsa yeryüzüne düşebilen katı parçası.
– Yer çekimi (Gravity): Yer’in kütlesinin yer üzerinde ve çevredeki diğer kütlelere uyguladığı çekim kuvveti.
– Yörünge (Orbit): Bir gezegenin devinim sırasında izlediği yol.
– Uydu (Satellite): Bir gezegenin ya da genel olarak bir gökcisminin çevresinde bir yörüngede dolanan başka bir gökcismi.
– Uzay aracı (Spacecraft): Uzayda seyahat etmek ya da bir görevi yerine getirmek için kullanılan araç.
– Misyon (Mission): Görev.
– Fırlatma (Launch): Uydu, roket gibi bir hava aracını uzaya gönderme.
– Keşif (Exploration): Bir arazide veya bölgede öz kaynak aramak veya bilgi toplamak için yapılan ayrıntılı gezi ve inceleme.
– Uzaylı (Extraterrestrial): Uzayda yaşadığı varsayılan canlı.
– Uzay giysisi (Spacesuit): Tepkili uçak pilotları ve özellikle astronotların vücutlarını dış etkilerden koruyarak çalışabilmeleri ve yaşayabilmelerini sağlayan kıyafet.
– Roket (Rocket): Sıcak gazların yüksek hızlarda püskürtülmesi sonucu itki oluşturabilen hava-uzay taşıtı.
– Yük (Payload): Roketin taşıdığı yük.
– İtici (Thruster): Jet yakıtını dışarı itme gücü meydana getiren jet motoru.
– Yeniden giriş (Reentry): Atmosfere giriş.
– Yaşanabilir bölge (Habitable zone): Gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge.
– Astronomi (Astronomy): Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini ve etkileşimlerini inceleyen bilim dalı.
– Astrofizik (Astrophysics): Özellikle yıldızlar, galaksiler ve yıldızlararası ortamın fiziksel özelliklerini ve aralarındaki etkileşmeleri çalışan, yani evrenin fiziği ile uğraşan bir astronomi alt dalı.
– Uzay keşfi (Space exploration): Uzay teknolojisi kullanılarak uzayın keşfi ve incelenmesi.
– Uzaktan algılama (Remote sensing): Bir elektrik, mekanik, kimyasal vb. sistem, ortam ya da cisme ilişkin bilginin uzaktan yapılan gözlem ve ölçümlerle elde edilmesi.
– Görev kontrol merkezi (Mission control center): Uzay uçuşlarını, genellikle kalkış noktasından inişe veya görevin sonuna kadar yöneten birim.
– Uzay yürüyüşü (Space walk): Astronotun uzayda yaptığı yürüyüş.
– Yük entegrasyonu (Payload integration): Uzay araştırma cihazının takılması.
– Roket itiş sistemi (Rocket propulsion): Roketin hareket etmesi için gereken itme kuvvetini üreten sistem.
– Fırlatma aracı (Launch vehicle): Uydu ve roket gibi bir hava aracını uzaya fırlatmada kullanılan düzenek.
– Uzay mekiği (Space shuttle): Dünya’nın atmosferi dışında, özellikle dış uzayda çalışmak üzere tasarlanmış araç ya da makine.
– Uluslararası Uzay İstasyonu (International Space Station): Alçak Dünya yörüngesine yerleştirilmiş bir uzay üssü.
– Mars Keşif Programı (Mars Exploration Program): NASA tarafından finanse edilen ve yönetilen Mars gezegeninin araştırılması amacıyla başlatılmış uzun vadeli bir girişim.
– Ay Görevi (Lunar Mission): Ay yüzeyine milli teknolojilerle geliştirilmiş gezen araç gönderme projesi.
– Hubble Uzay Teleskobu (Hubble Space Telescope): Nisan 1990’da STS-31 Görevi esnasında Uzay Mekiği Discovery tarafından Dünya etrafındaki yörüngesine taşınmış bir uzay teleskobu.
– InSight Mars İniş Aracı (InSight Mars Lander): Mars gezegeninin derin iç kısımlarını incelemek için tasarlanmış robotik bir iniş aracı.
– Meraklılık Gezgini/Mars aracı (Curiosity Rover): NASA’nın Mars Bilim Laboratuvarı misyonunun bir parçası olarak Mars’ta Gale kraterinde keşifte bulunan otomobil büyüklüğündeki keşif aracı ve gezgin robot.
– Ötegezegen/Gezegen Dışı Gezegen (Exoplanet): Güneş sistemi dışındaki gezegen.
– Uzay çöpü (Space debris): Artık kullanılmayan ama hâlâ uzayda dolanan uzay aracı ya da uzay aracından artakalan parçalar.
– Sıfır yer çekimi (Zero gravity) : Yer çekimsiz durum.
– Dünya’ya yakın nesne (Near-Earth object): Yörüngeleri günberi noktasında Dünya’ya 1,3 astronomik birim mesafeden daha yakın olup Dünya’nın çok yakınına gelen gök cisimleridirler.
– Astronomik birim (Astronomical unit): Yer ile Güneş arası ortalama uzaklığı (149.597.870.700 kilometre) birim alan, çoğunlukla, Güneş sistemi ve diğer yıldız sistemlerinin üyeleri arası uzaklıkları ifade etmede kullanılan uzunluk birimi.
– Işık yılı (Light-year): Astronomik uzaklıkları ifade etmek için kullanılan ve yaklaşık 9,46 trilyon kilometreye karşılık gelen uzunluk birimi.
– Uzay-zaman (Space-time): Uzay ile zamanı “uzay-zaman sürekliliği” adı verilen yapıda birleştiren matematik modeli.