Bergen kimdir?
Kısa ömrüne 5 longplay, 11 kaset, 129 şarkı ve bir film sığdıran şarkıcı Bergen’in vefatının üzerinden 33 yıl geçti. Pek çok arabesk ve nostalji konseptli albümlerin yanı sıra Bergen’in şarkıları Ceylan Ertem, Ebru Yaşar, Emrah, Funda Arar, Muazzez Ersoy ve Işın Karaca tarafından yorumlandı. Peki, Bergen kimdir, ne zaman öldü? Bergen’in mezarı nerede?
Asıl adı Belgin Sarılmışer olan ünlü şarkıcı, 16 Temmuz 1959’da Mersin’de dünyaya geldi. Henüz 6 yaşındayken, annesi Sebahat Çakır ile babasının boşanması sonucu, 1966’da annesiyle Ankara’ya yerleşti.
İlk öğretimini Yenimahalle Yunus Emre İlkokulunda tamamlayan Bergen, okulda mandolin çalarak, şarkı söylüyordu. Bergen’in müziğe yeteneğini fark eden öğretmenleri, mezun olduktan sonra ünlü ismi konservatuvar okumaya teşvik etti.
Ankara Devlet Konservatuvarının sınavlarına girerek, piyano bölümünü birincilikle kazanan sanatçı, ilk iki yıl piyano ve viyolonsel eğitimi aldı.
Sanatçı, maddi imkansızlıklar sonucu okula devam edemedi, yaşını büyüterek bir süre PTT’de çalıştı.
Resmi kayıtlara ve mezar taşına doğum tarihi 1958 olarak geçen Bergen, 1977’de eğlenmek için gittiği gece kulübünde arkadaşlarının ısrarıyla sahneye çıkarak “Batsın Bu Dünya”yı seslendirdi ve kulübün sahibi İlhan Feyman’dan teklif alarak, sahnelere adım attı.
1982’de “Şikayetim Var” albümünü müzikseverlerle buluştu.
Sahne adını, Norveç’in “Bergen” şehrinden etkilendiği için Bergen olarak belirleyen sanatçı, bir süre Grup Lokomotif orkestrasıyla sahne aldı.
Ünlü isim, dayısının oğlu Göksel Çakır ile 1977’de Mersin’de evlendi ancak 4 yıl evli kaldığı ilk eşinden 1981’de ayrıldı.
Yeteneğiyle yavaş yavaş adını duyuran ve sahnelerin aranan ismi haline gelen Bergen, çalışmak üzere Ankara’dan Adana’ya gitti.
Sanatçı, Adana’da tanıştığı Halis Serbes’le bir yıl sonra nikah kıydı fakat nikahın sahte, Serbes’in de evli ve üç çocuklu olduğunu öğrendi.
Serbes’in birçok kez şiddet uygulaması ve aralarında yaşanan problemler dolayısıyla Adana’dan Ankara’ya dönen Bergen, yeniden gece kulüplerinde sahne aldı.
Bergen, 1979’da Ankara Başkent Gazinosu’nda Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses ve Müjde Ar’ın bulunduğu kadroda uvertür sanatçı olarak sahne çıkmaya başladı, 1982’de ise Atlas Plak imzalı “Şikayetim Var” kasetini müzikseverlerle buluşturdu.
Halil Serbes’in kendisine uyguladığı şiddete rağmen aşık olduğunu söyleyerek, 9 Ocak 1982’de resmi nikahla evlenen Bergen, aynı yıl 31 Ekim’de İzmir’de çalışırken eşinin azmettirmesi sonucu kezzap saldırısına uğradı. Sanatçı, saldırıda tek gözünü kaybetti, vücudunun büyük bir kısmı da yandı.
“Acıların Kadını” albümüyle büyük bir üne kavuştu
Olayın gazetelerde yayımlanması ve kamuoyunun dikkatini çekmesi üzerine estetik doktoru Onur Erol, sanatçıyı Ankara’ya getirerek, ücretsiz tedavi etti.
Tedavinin ardından besteci Cengiz Özşeker’in ikna etmesi sonucu, sahnelere geri dönen sanatçı, 1985’e kadar Özşeker’in sahibi olduğu mekanda dinleyicileriyle bir araya geldi.
Sanatçı, 1984’te Özşeker ile İzmir’de stüdyoya girerek, kısıtlı bir bütçeyle 12 şarkılılık “Kardeşiz Kader” adlı albümü hazırladı.
Yaşar Plakçılık’ın sahibi Yaşar Kekeva tarafından İstanbul’a davet edilen sanatçı 29 Mart 1985’te ilk kez İstanbullu müzikseverlerle buluştu.
Ünlü şarkıcı, 1985’te Burhan Bayar’ın müzik yönetmenliğinde “İnsan Severse” adlı long play albümünü hazırladı, 1986’nın sonlarında yaptığı “Acıların Kadını” albümüyle ise büyük ün kazandı.
Albümde yer alan İbrahim Tatlıses’in de daha önce yorumladığı “Dertli Dertli” ve “Gülümse Biraz” adlı şarkılarla “Benim İçin Üzülme”, “Sen Affetsen Ben Affetmem”, “Eller Aldı” ve “Kul Duası” başta olmak üzere albümün tüm şarkıları çok sevildi. O dönem Sezen Aksu’nun “Git” albümünün 500 bin adet kaset kopyası satılırken, “Acıların Kadını”nın satılan kaset kopya sayısı 700 bine ulaştı. Albümün gördüğü ilgi üzerine, plak şirketi, sanatçıya 1987’de “1986 Yılı Albümü En Çok Satan Arabesk Kadın Sanatçı” unvanıyla Altın Plak ve Altın Kaset ödülü verdi
Bergen, Ülkü Erakalın’ın senaryosunu kaleme aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği “Acıların Kadını” filmiyle 1987’de ilk kez kamera karşısına geçti. Filmde Bergen’e Yalçın Gülhan, Asuman Arsan, Meral Niron, Bora Erdoğan ve Şahin Çelik’ten oluşan oyuncu kadrosu eşlik etti.
Büyük bir hayran kitlesi bulunan Bergen, hayatında ilk ve son kez 16 Ocak 1987’de TRT’de gazeteci ve yazar Ergun Balcı’nın sunduğu “Musiki Maceramız” adlı programa konuk oldu.
Aynı yıl 10 şarkıcıdan toplam 13 şarkının yer aldığı “Süper Karışık” adlı albümünde “Mecburum” ve “Böyle Kadere Darılmaz mıyım” şarkılarını yorumlayan şarkıcı, konser için gittiği Adana’da, sahneye çıkarken, gazinonun fotoğrafçısı tarafından bıçaklandı.
BERGEN’İN ÖLÜMÜ
Bir dönem sahneyi bırakan sanatçı, Selami Şahin, Özer Şenay ve Cengiz Tekin’in yönetmenliklerinde sırasıyla “Onu da Yak Tanrım”, “Sevgimin Bedeli” ve “İstemiyorum” albümlerini çıkardı. Cezaevinden 1988’de çıkan Serbes ile yeniden barışan müzik ve sinema hayatını geride bırakan Bergen, 1989 nisan ayında kocasından boşandı. Aynı yılın haziran ayında sahneye dönen sanatçı, 1989’da vefatından önce son albümü “Yıllar Affetmez”i müzikseverlerin beğenisine sundu.
Yoğun bir ilgiyle karşılanan albümün tanıtım turnelerine başlayan sanatçı 14 Ağustos 1989’u 15 Ağustos’a bağlayan gece Adana Pozantı’da boşandığı eşi Serbes tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Sanatçının cenazesi memleketi Mersin’de Şehir Mezarlığı´na defnedildi.
Yurt içinde ve dışında konserler veren sanatçı, kısa ömrüne 5 longplay, 11 kaset, 129 şarkı ve bir film sığdırmayı başardı.
Farklı ve güçlü sesiyle arabesk dünyasında iz bırakan Bergen’in vefatının ardından, 1990’da “Giden Gençliğim” albümü yayınlandı ve albüm ilk çıktığı gün tükendi.
Pek çok arabesk ve nostalji konseptli albümlerin yanı sıra Bergen’in şarkıları Ceylan Ertem, Ebru Yaşar, Emrah, Funda Arar, Muazzez Ersoy ve Işın Karaca tarafından da yorumlandı.