Kemal Sunal Müzesi
Geçenlerde İstanbul – Göztepe semtine gittim. A slında çocukluğumdan beri giderim. Göztepe gidince aklıma hemen “Kemal Sunal” müzesi geldi, yolumu değiştirip müzeyi ziyaret ettim. hafta içi bir saat olmasına rağmen dikkate değer ziyaretçi vardı.
Kemal Sunal ile ilk tanışmam hangi film diye düşündüm ama bulamadım sanki Türkiye var olduğundan beri var olan bir sanatçı filmlerinde adeta anti kahraman. Filmleri aslında Sessiz bir başkaldırı ve bir protestoyu temsil ediyor.
Bazı filminde ağa ile dalga geçiyor bazen mafya babasını tiye alıyor. Muhakkak gündemin içindeki konuları mizahi bir açıdan gündemine alıyor. Mafya babasından yediği tokatlar ile tecrübe kazanan anti kahraman ardından mafya babalığına soyunuyor.
Filmler içinde oluşturduğu karakterler hepsi birbirinden ayrı kimlikleri olsa da özünde Kemal Sunal, ağız yapısını ve yürüyüşünü daha doğrusu vücudunu tam bir enstrüman olarak kullanarak yeni karakterler oluşturuyor. Bence oyunculuktaki başarısı kendisini şeffaflaştırarak her kahramana küçük mimikler ile özelleştiriyor. Küçük dokunuşlar ile derdini anlatıyor. Seyirci ile arasında özel duygusal bağ kuruyor.
Adına üniversite bitirme tezleri yazılan araştırmalar yapılan bir anti kahraman sentezi oluşturan Sunal, gerçek hayatında çok sade ve kalender.
Vefat ettikten sonra ortaya çıkan anıları Kemal Sunalın kişiliğinin ne kadar naif ve hassas olduğunu ortaya çıktı. Bir oyuncu anısını anlatırken uçakta kalp krizi geçirmesini anlattıktan sonra, “Herkesten sakladığı kalp hastalığı varmış.” diyor.
Emel Sayın ise arka yollardan lokanta’ya giderek yemek yiyen garibanların hesabını ödeyerek ekonomik durumu iyi olmayanlara destek olduğunu anlattı.
En ilginci Metin Akpınar’ın; “Kemal sinemayı bırak Yeşilçam’da oynadığın bir karakter üzerine yapışır filmlerde iş bulamazsın” demesine rağmen bildiği yolda ilerleyip Türk sinemasına tarih yazan aktör oldu.
Gelelim “Kemal Sunal” müzesine içine girince harika bir koreografi ile karşılaştım, her filminden unutulmaz kalbimize kazınan sahneler ile tavanı alçak müze adeta bir hayallerin gerçek olduğu uçsuz bucaksız vadiye dönüşmüştü. Müzede filmlerden sahnelerin yanı sıra film afişleri, gazete haberleri, dergiler ve giydiği kostümleri çoğundan oluşan bir müze. Müze fikri Sunay Akın’dan gelmiş ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na söylemiş ve Sunal ailesinin destekleri ile bu müzeyi oluşturmuşlar.
Hep anlatılır Sunal’ın kalender kişiliği son filmi “Balalayka” filmi çekimine giderken vefat eden sanatçı hazırladığı valiz müzede sergileniyor. Bavul inanılmazdı, gayet sade bir kaç kıyafeti traş takımları vardı.
Kemal Sunal, oyunculuğa başladı günden itibaren oyunculuğu bir iş değil de bir yaşam biçimi olarak düşünmüş ve öyle yaşamış bir sanatçıdır. Bunun sonucu gerek Türk Sineması , gerek Türk halkına harika bir miras bırakmıştır.İyi ki vardın Kemal Sunal. Müzeyi gezmeyi herkese tavsiye ederim. İyi Seyirler.