Sinemanın seyirciye etkisi var mı?
Roman ya da hikayeyi okuduğumuz zaman hayatımız ve tecrübemize göre beynimizde canlandırırız. Okuduklarımız ancak kendi arşivimizdeki bilgiler ile tanımlayabiliriz. Sinema ise yönetmenin, senaryo yazarının hayalini seyrederiz. Yönetmenin dünyasına dahil oluruz.
Ünlü yönetmen Federico Fellini, sinema için : “Sinema, hayatı nasıl düşündüğümüz ya da hissettiğimiz gibi gösterir, olduğu gibi değil.” demiş.
Önce sinemanın dünyada yıllara göre yayılımı ve gelişimini yazmak istedim .Sinema 19 yüzyılın başında Fransa’da doğdu. O zaman ki kültür ve teknoloji sinemanın oluşumunu sağladı. Resimleri hareketlendirerek bir hareket dizini ortaya çıktı. 1895 yılında Paris’te ilk film gösterimi ile dünyaya tanıtıldı.
1896 yılında Amerika’da Thomas Edison’un geliştirdiği Kinetoskop ve gösterim makinaları ile New Yorkta da büyük kitlelere ulaşıldı. Ardından Almanya ve İngiltere’de salonlarda gösterimler başlar.
1900’lü yıllarda Hollywood sinema sanayi haline geldi, Rusya 1908 yılında Rus filmleri üretmeye başladı. 1908’de İtalyanlar büyük stüdyolar kurarlar ve İtalya da sinema daha popüler hale gelir.1914 yılında çekilen “Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı” filmi, Türkiye’deki ilk yerli yapım kabul edilir.
Hindistan 1930’da sinemaya ilgi büyür ve Bollywood bir endüstri haline gelir. 1931 yılında ilk sesli filmi çekerler. Latin Amerika, Arjantin, Brezilya ve Meksika gibi ülkelerde sinema endüstrisi gelişmeye başlar. Meksika’da altın çağını yaşayan sinema, Latin Amerika’da önemli bir kültürel güç haline gelir.
Savaş yıllarında dünya sinemayı propaganda olarak kullanmaya başlar. Özellikle ABD, Almanya ve İtalya çok iyi kullanır. İtalya “Bicycle Thieves” filmi ile savaş sonrası ülkelerini tasvir eder.
1950’li yıllarda Japonya ve İran filmleri yapılmaya başlanır..
Türkiye Yeşilçam yılları başlar ve sinemanın altın çağı olarak tanımlanır.
Sinemanın insan hayatına dahil olması bu şekilde peki etkileri nelerdir ? Bunu araştırmacılar altı başlıkta toplamışlar: ;
- Duygusal Anlamda, Filmler ve diziler, karakterlerin yaşadığı duygusal durumlar, çatışmalar, Seyirci kendilerini karakterlerle özdeşleşir veya empati kurarlar.
2.Kaçış ve Hayal Gücü, günlük yaşamın stresinden kaçış, başka dünyalara, farklı yaşam deneyimlerine dalarak kendi gerçekliklerinden uzaklaşabilirler.
- Kimlik Arayışı: Film ve diziler, izleyicilerin kendi kimliklerini keşfetmelerine ve sorgulamalarına yardımcı olabilir.
- Sosyal Etki, Popüler film ve diziler, toplumsal normları, modayı, dili ve hatta insanların davranış biçimlerini etkileyebilir. İzleyiciler, gördüklerini bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde hayatlarına entegre edebilirler.
- Anlatının Gücü, İyi anlatılmış bir hikaye, insanları düşündürür, duygusal olarak etkiler ve bazen hayatlarını değiştirir. Güçlü bir hikaye, izleyicilerin zihinlerinde kalıcı izler bırakabilir.
- Görsel ve İşitsel Etkiler: Sinematografi, müzik, ses efektleri ve görsel efektler, izleyiciyi doğrudan etkileyen unsurlardır..
Temel olarak bu noktalar insalları net olarak etkiler tabi ki arada subliminal mesajlar ile etkileyen filmler de vardı.
Bu konuda araştırmalarda da vardır. Filmleri izleyenlere psikolojik testler ve deneyler yapılmıştır ;
Hangi film hangi konuda etkilemiştir. Bu araştırmalardan bazılarını araştırdım, paylaşayım.
İnsanlar belli başlı testler yapılmış, kabaca bunlar: Duygusal Tepki Ölçümleri, Bilişsel Testler, Kalp Atış Hızı ve Cilt İletkenliği, Beyin Görüntüleme (MRI), Davranışsal Deneyleri, Davranış Değişikliği Testleri, Empati Ölçekleri, Ruh Hali ve Duygu Durumu Anketleri ve uzun süreli Etki koularında araştırmalar yapılmış.
Film, dizi seyretmenin bireylerin davranışlarında etkilerini bulmuş olan araştırmacılardan bazılarının, ön tespit ettikleri ise şöyle yazabilirim.
Sigmund Freud: Freud’un psikanalitik teorisi sinemada karakterlerin psikolojik derinliklerini
anlamada kullanılmıştır ve sinema psikolojisi üzerine önemli katkıları olmuştur.
Carl Jung: Jung’un arketipler ve kolektif bilinçdışı teorileri, sinema analizlerinde sıklıkla kullanılmıştır.ve André Bazin: Fransız film eleştirmeni ve teorisyen, sinemanın gerçekçilik ve sanatsal değerleri üzerine kapsamlı çalışmalar yapmıştır ve etkilerini net olarak belirlemişlerdir. .
Dünya da ve Türkiye de kabaca etkilen bir iki filmi sıralamak istiyorum.
1938 yılında Almanya da çekilen “Triumph of the Will” (1935, Almanya)
Nazi propagandası için çekilen bir filmdir.
1915 yılında Amerika’da çekilen “The Birth of a Nation” siyah insanların kötü beyaz ırkın üstünlüğü üstünde duran bir filmdir.
Bazı filmler gerçek hikayeden alınan propaganda filmleri de vardır. Ve topluma etkileri yazdırganamaz
Mesela, 1993 yılında çekilen gerçek bir hikayeden ele alınarak çekilen Yahudi işçileri kurtaran Schindler’in hikayesini anlatan film, Schindler’ ‘s List. Bu film yayınlandıktan sonra toplumda başta Almanya olmak üzere bir çok ülkede Holokost hakkında farkındalık oluştu anma törenleri ve etkinlikler yapıldı.
Siyahileri önemseyen ve ırkların eşitliğini vurgulayan Black Panther filmi 2018 yılında çekildi ve toplumu çok etkiledi. Filmden sonra “Black Lives Matter” (Siyahların Hayatı Önemlidir) hareketi, daha fazla toplumsal destek aldı ve ırkçılık karşıtı protestolarda Wakanda sembolleri ve sloganları kullanıldı. Film, özellikle 2020’de George Floyd’un öldürülmesinden sonra, Amerika ve dünya genelinde siyahi temsilinin daha fazla gündeme gelmesine katkıda bulundu.
Türkiye’de toplumu etkileyen filmleri sıralarsak
Aşk-ı Memnu, yasak aşk, aile yapısı ve sınıf ayrımını anlatan film toplumda tartışmalar yarattı.
Psikolojik travmaları anlatan ve bireylerin psikolojik problemlerinin olmasının normal olduğunu topluma anlatan diziler ise Kırmızı Oda, ve Masumlar apartmanını sayabiliriz. Bunun somut sonucu ise Psikologların işlerinin artması olarak sayabiliriz.
Göç ve kadına şiddeti işleyen dizilere en iyi örnek ise Fatmagül’ün suçu ne? Bu dizi sayesinde kadına şiddet konusuna dikkat çekildi.
Daha bir çok dizi ve film sayabilirim. Esas konumuza gelelim Sinemanın etkisi var mı ? Filmlerin insan üzerindeki ilk etkisini keşfeden Charlie Chaplin ile başlamıştır bu etki ve günümüzde etki yönlendirme olarak devam ediyor.
Şu aralar çekilen filmler önce bir tespit ve toplumun yansıması olarak karşımıza çıkyor ve ilerki aşamada yönlendirme ve etkileme olarak yol alıyor. Gelişmiş toplumlarda bu bir yansıma geri kalmış toplumlarda bu önerme olarak toplumun ilgisini çekiyor. Ama nihayetinde sinema önce bir sanat ve bir sektördür.
Eskiden sadece sinema salonu ya da evde film seyredebildiğimizi düşünün, şimdi ise her yerde film seyretme imkanımız var iken etkilememesi mümkün mü ?
İyi Seyirler..